10 Temmuz 2015 Cuma

Cecil Beaton - Portreler Sergisinden İzlenimler...



Yüksek lisans sınavımda karşıma son gidilen serginin soru olarak gelmesi ihtimali sebebiyle gittiğim Cecil Beaton sergisinden detaylı izlenimlerime bu yazımda yer vermek istiyorum. Mahallesef sergi sınavda soru olarak gelmedi. Ama sergiyi o kadar beğendimki soru olarak gelmemesi bile beni üzemedi :)

Öncelikle 1904- 1980 yılları arasında yaşamış olan efsanevi İngiliz moda, portre ve savaş fotoğrafçısı Cecil Beaton' ın çalışmalarını İstanbul'da görmek benim için oldukça onur verici oldu.

Günümüzde birçok sanatçının dönüşümlü olarak farklı ülkelerde (ki bu bu ülkelerin genellikle Amerika ve Avrupa ülkeleri olduğunu gözlemlememe rağmen) sergilerinin düzenlendiğine sahit olmakla birlikte bu sergide Türkiye' nin de bu ülkeler arasına dahil olduğunu görmüş olmak beni çok mutlu etti.

Daha önce fotoğraf tarihi dersinde ve yurtdışında gittiğim birçok müzede yeralan sergilerde Beaton'ın çalışmalarıyla tanışıp, bu çalışmaları inceleme şansına sahip olmuştum. Fakat sanatçının portre çalışmalarını böylesine geniş bir koleksiyon ile sunan sergi, Beaton'ın ve döneminin portre fotoğrafçılığına derin bir yolculuk yapmamı sağladı.

Serginin özellikle benim için ayırt edici ve verimli noktalarından bahsetmek gerekirse;

- Sergi, Lüksemburg Ulusal Tarih ve Sanat Müzesi' nde yer alan Edward Steichen koleksiyonundan sonra bu denli entellektüel ve ünlü isimlerin portrelerini bir arada gördüğüm ikinci sergi oldu sanırım.

-Beaton'ın modellerini fotoğraflayış biçiminde ise dikkate değer, ayırt edici bir çok noktadan bahsedilebilinir.

                                                                  Lilian Gish-1929

Öncelikle yukarıda yeralan sergide en beğendiğim fotoğraf olan ünlü oyuncu Lilian Gish'in portresine değinmek isterim. Beaton burada modelini arka planı iki ayrı pencere olan mekanın tam ortasında fotoğraflamıştır. Böylece Gish'i sağ ve sol tarafındaki yansımayla birlikte görmüş oluyoruz. Bu da modeli kendisi ve iki yansımasıyla birlikte görmemizin sonucu olarak bir yanılsama yaratıp, kompozisyonu oldukça etkili kılmıştır.

-Sanatçı karakter portrelerinde dekoru her karede ustaca kullanmıştır. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi  kadrajlarında dekor olarak yer alan yanılsamalar sıklıkla kullandığı öğelerdendir. Yansıma oluşturmak için bir çok çalışmasında cam ve metal küreleri kullanmıştır. Aşağıda yer alan oyuncu Tallulah Bankhead portresi buna güzel bir örnektir.

                                                           Tallulah Bankhead - 1927

Picasso'yu fotoğrafladığı karede yansıma oluşturmak için çalışmasında aynaya yer vermiştir. Aşağıda görebileceğiniz çalışmada fotoğrafçı aynada kendi yansımasına da karede yer vermiş, kendini de bu yolla çalışmaya dahil etmiştir. Böylece ayna yansımasını kullanarak kendini, fotoğrafçıya da kompozisyonun bir öğesi olarak kadraja eklemiştir.

                                                                 Pablo Picasso- 1932

-Sanatçının portrelerinde başvurduğu dikkate değer bir diğer yöntem ise siyah fon önündeki modellerinede siyah kıyafet giydirmiş olmasıdır. Bu sayede modellerin gövdesi fonda kaybolarak, sadece yüzleri ve elleri ön plana çıkarılmıştır. Böylelikle oyuncuların mesleğinde büyük önem taşıyan yüz ifadelerine odaklanılması ve bu kişilerin meslekleri hakkında kolayca fikir sahibi olunması sağlanmıştır. Aşağıda yer alan oyuncu Gwili Andre portresi buna güzel bir örnektir.

                                                                     Gwili Andre-1932

- Beaton'ın çalışmalarını alışılmış, klasik portre fotoğraflarından ayıran faktörlerden biriside modellerinin bakış yönü. Örneğin, aşağıda yer alan Salvador Dali ve eşi Gala' nın portresinde Dali' nin bakış yönü kameraya değil kadrajın sol üst tarafınadır. Bu, fotoğrafa bakan kişiyi tamamen bakış yönünün devamına, fotoğrafın kadrajının dışına kaydırır. İlgi merkezi fotoğraf yerine fotoğrafın dışına taşar ve fotoğrafa bakan kişinin algısı fotoğraftan farklı bir noktaya yönlendirilir.

                                                      Salvador Dali & Gala Dali - 1936

- Farklı bakış yönlerine ek olarak Beaton, modellerini karakteristik özelliklerine göre kadrajlarında konumlandırmıştır. Bu konuda da en güzel örneklerden birisi son halife 2. Abdülmecit' in kızı Dürrüşehvar Sultan' ın aşağıda yer alan profilden çekilmiş portresidir. Profilden görünüm sultanın hanedana has bir özellik olan karakteristik kemerli burnunun netçe görünebilmesini sağlamıştır. Profilden görünüm ile fotoğrafı inceleyen kişi modelin kimliği hakkında rahatça fikir sahibi olabilmektedir.

                                              Dürrüşehvar Sultan / Berar Prensesi - 1965

- Beaton çalışmalarında yeralan mekanları karakter portrelerinde olması gerektiği gibi genellikle modellerle ilişkili mekanlar olarak seçmiş. Aşağıda görebileceğiniz gibi fotoğrafçı Picasso'nun ilham perisi Dora Maar' ın ressam olduğunu vurgulamak için Maar' ı atölyesinde fotoğraflamayı tercih etmiş.

                                      Dora Maar & Comtesse Marie-Laure de Noailles - 1944

Aşağıda yer alan Kraliçe Elizabeth  portresinde de sanatçı kraliçeyi sarayda fotoğraflayarak mekanı modelin kimliği hakkında tanımlayıcı bir unsur olarak kullanmıştır.

                                                    Kraliçe Elizabeth/ Ana Kraliçe- 1939

Fakat fotoğrafçının bu tanımlayıcı karakter- mekan ilişkisi dışında kalan çalışmaları da sergide yer alıyor. Sanatçı; Robert Giovanni, Christian Dior ve Coco Chanel (aşağıda görebileceğiniz) gibi modacıları atölyelerinde, tasarladığı kıyafetler ya da modellerle fotoğraflamak yerine çalışma masalarında ya da odalarında fotoğraflamayı tercih etmiştir.

                                                               Coco Chanel- 1936

- Sergide kontak baskı olarak sergilenen tek çalışma aşağıda görebileceğiniz Marilyn Monroe portre çekimleridir. Bunun dışında diğer tüm çalışmalar fotoğraf kağıdına karanlık odada tek kare olarak basılıp sergilenmiştir.

                                                             Marilyn Monroe- 1956

Sergi teknik, estetik ve içeriksel anlamda taşıdığı değer ile fotoğraf tarihinde önemle yer etmiş çalışmaları ziyaretçilerle buluşturmasının yanı sıra fotoğraflarda yer alan atmosfer, dekor ve nesneler ile modeller hakkında ziyaretçilere bir çok ipucu veriyor. Tüm bu ipuçları ziyaretçileri keyifli bir gösterge avına çıkarıyor. Bu sayede kült işleri görmenin hazzının yanı sıra ziyaretçiler oldukça keyifli vakit geçirebiliyor.



Cecil Beaton’ın, Londra, National Portrait Gallery Fotoğraf Danışmanı Terence Pepper küratörlüğünde, “Sotheby’s Cecil Beaton Studio Archive” koleksiyonundan derlenen sergi, sanatçının 1920’lerden 70’lere kadar fotoğrafladığı sanatçılar, film yıldızları, yazarlar, entelektüeller ve kraliyet portrelerinden oluşuyor.  

Sergi 26 Temmuz 2015'e kadar Pera Müzesi'nde görülebilir. Ben bloga yazana kadar serginin bitimine az kalsada hala vakit var. Kaçırmayın bir an önce görün diyorum mutlaka :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder